Haziran
Direnişinden bugüne kadar aradan bir yıl geçti… Biz bir yandan ölenlerimizi
toprağa vermekle meşgulken İktidar kendisini daha da otoriterleştirerek
sürdürüyor. Licede ,kalekolların yapımına direniş sürüyor,Rojava da AKP ve diğer
emperyalist asalakların desteğinde büyüyen IŞİD çeteleri çoluk çocuk demeden
katliamlarına devam ediyor.Ama düne göre farklı bir duruş içine girmiş gelişen
bu otoriterleşmeye,Kalekollara,Rojava katliamlarına
karşı direnen, direnmeyi öğrenen ve birlikte mücadelenin gerekliliğini
görmeye başlayan halklar var şimdi. Yalanın, talanın,katillerin iktidar olduğu
bir ülkede Direnme ve karşı çıkma meşru hakkını kullanmaktan daha normal bir şey
yoktur. İktidarın hukuksuz ve uygunsuz şiddetine karşı direnenleri suçlu
gösterme çabasındakiler bilmelidirler ki; Biz onların önüne katıp güdecekleri
mallar değiliz…Ne Rojavadaki katliamlara,ne kürdistanda Kalekollara,ne doğanın
Katliamına sessiz kalmayacağız.çığlığımızı taksim dayanışmasının çığlığına
katacağız.
İşte 31 mayısta mücadeleyi büyütme çağrısı yapan Taksim
dayanışmasının bildirisi…
Taksim Meydanı ve Gezi Parkı başta olmak üzere yaşam ve
yaşam alanlarımıza müdahale ederek topluma dayatılan projelerin
gerçekleştirilmesi uğruna etik, bilim, teknik ve hukuk tanımaz iktidarın ısrarlı
çabaları, 27 Mayıs 2013 tarihinde amansız ve hukuksuz bir şiddete dönüşmüştür.
Taksim Dayanışmasının “sağlıklı kentleşme ve yaşanılır
kent” talebi, ülkenin milyonlarca yurttaşının daha fazla özgürlük ve daha fazla
demokrasi talebiyle birleşmiş; 31 Mayıs 2013 tarihinden itibaren ülkenin dört
bir yerine yayılarak yepyeni ve evrensel bir boyut kazanmıştır.
Gençlerin yaratıcı zekâsı, annelerin kucaklayan şefkati,
işçilerin emekten gelen gücü, kadınların gür sesi, LGBTİ bireylerin biz de varız
çığlığıyla büyüyen “Gezi Direnişi”, ülkemiz toplum, kent ve demokrasi tarihinde
ortadan kaldırılamayacak onurlu bir iz bırakmıştır.
Ancak iktidar, dünyaya örnek olacak bu dayanışma ve
direnişten hala korkmakta, “Geziciler” olarak bizi dillerinden düşürmemekte;
yolsuzluklarını, cinayetlerini katliamlarını unutturmak için hukuksuz polis
şiddetini teşvik eden, adaletsizlik ve cezasızlıkla cesaretlendiren politikalar
eşliğinde ülkemizi ciddi bir gerilim ortamına sürüklemektedir.
Bu nedenle ülkenin neredeyse bütün meydanları, parkları,
mahalleleri ve kentleri abluka altına alınmakta; 300’den fazla emekçinin
hayatını kaybettiği Soma Katliamı’nın yasını tutmamız,1 Mayıs Emek ve demokrasi
bayramını kutlamamız, 8 Mart Dünya Kadınlar günü meydana olmamız, akıl almaz
polis şiddetiyle kaybettiğimiz çocuklarımızın cenazesinde bile bir araya
gelmemiz engellenmektedir.
Ancak bilinmelidir ki; muktedirlerin çaresizliğinin ve
korkaklığının göstergesi olan bu kirli politika, şiddet ve adaletsizliğe karşın
bizler; en yalın, en çıplak ve en haklı halimizle; bizi biz yapan bütün değer ve
renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir
yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda bir aradayız ve meydandayız…
Taksim Dayanışması olarak taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmediğimizi tekrar hatırlatmak için 31 Mayıs’ta Taksim’de, meydandayız!
Biz milyonlarca insan, onlarca ayrı dille, sesle, renkle
bir aradayız; meydandayız!
3-5 ağacımızla, arzumuzla, fikrimizle, insan olma hasretimizle, umudumuzla, direnişimizle, birlikte nefes aldığımız her yerde, meydandayız!
Katliamlarınıza, yolsuzluklarınıza isyanımızdan,
yağmaladığınız kentlerimize, doğamıza, yaşam alanlarımıza, bütün ortak
değerlerimize sahip çıkmamızdan korkup kapattığınız meydanlar için meydandayız!
Bizler; işçiler, işsizler, emekçiler, güvencesizler,
göçmenler, öğrenciler, halklar, görmezden geldikleriniz.. Görüyor musunuz, biz
meydandayız!
Durmadığımız, sessiz kalmadığımız, boyun eğmediğimiz için;
fabrikalarda, madenlerde, tersanelerde, plazalarda ölümüne, güvencesiz,
sendikasız, taşeron çalışmayı gün be gün daha da şiddetle reddettiğimiz için;
yaptıklarınızın üzerini örten medyanıza güvenmediğimiz, adaleti bizleri
cezalandırdığınız mahkemelerinizde bulamadığımız için her yerdeyiz. Meydandayız!
Bizler ürettiklerimizle, mahalle evlerimiz, fabrikalarımız,
bostanlarımız, forumlarımızla, yarattığımız yeni renklerimizle, sizin yok
ettiklerinize karşı var ettiklerimizle, adaletimizle meydandayız!
Bizler, ETHEM, ALİ İSMAİL, MEHMET AYVALITAŞ, MEDENİ, HASAN
FERİT, AHMET, ABDULLAH, MEHMET İSTİF, FADİME ANA, BERKİN ELVAN, UĞUR KURT, AYHAN
YILMAZ ve SOMA’DA KAYBETTİĞİMİZ CANLAR, için meydandayız!
WALL STREET’TEN SİNTAGMA’YA PUERTA DEL SOL’DAN TAKSİM’E,
meydandayız! 31 Mayıs’ta meydandayız!
Ankara’da meydandayız, İzmir’de meydandayız; Antakya’da,
Eskişehir’de, Bursa’da, Adana’da, Mersin’de, Diyarbakır’da, ülkenin dört bir
yanında, meydandayız!
Meydanlarımızı,
parklarımızı, sokaklarımızı, yaşam alanlarımızı ve yaşamımızı özgür
kılmak için meydandayız!
Taksim Dayanışması